Geleneksel Yapıyı Yıkan Bir Fotoğrafçı / Vitas Luckus

Litvanya’nın kavramsal fotoğrafçılığının temsilcisi olan Vitas Luckus, fotoğrafın geleneksel ışık ve görsel düzen kullanımını, canlılığını ve temel unsurlarını geride bırakarak farklı perspektifler gerçekleştirdi. Luckus’a göre, fotoğraf kompozisyonundaki her unsur eşit öneme sahipti. Ancak o zaman “gerçeği” yakalamak ve yaşamın  özünü temsil etmek mümkün olacaktı.

“Başlangıçta işimi sosyal olgulara ve fotoğraf tarzına göre sınıflandırarak yaşam ve ölüm konusunu vurguladım. Bu beni Tanrı’nın veya azizlerin heykellerini yontan Litvanyalı bir sanatçı gibi hissettirdi. Ancak her şeyi masaya koyduğumda kendimi bir tanrı gibi hissettim. Önümde bir Asyalı ve bir Kızılderili, bir Zenci, bir beyaz, bir Müslüman, bir Budist, bir Hristiyan vardı. Binlerce imgeyi bir yığına karıştırdım, onların düzenli bir yaşam yığını olduğunu keşfettim, çünkü buradaki her şey yaşamdı.”

Luckus, başarıyı sistemin kuralları içinde aramayı reddetti. Böylelikle ülkesinde hakim olan siyasal yapıya başkaldırarak bir savaş başlattı. Bu savaş, Litvanya hükümeti tarafından sıkı sıkıya korunan geleneksel güzellik standartlarına, düzenlemelere uymayı reddetmesiyle başladı. Hükümetle arasındaki savaş o kadar büyümüştü ki 1987 yılında evine gelen KGB ajanlarıyla tartışması sonucu bir kişiyi öldürdü ve kendisi de balkondan atlayarak yaşamına son verdi.

Vitas Luckus, Litvanya fotoğrafçılığının içindeki geleneksel romantik gerçekçiliğin bir reformcusu olarak kabul edildi. 1960’lardan 1980’lerin ortalarına kadar, Sovyet bloğunu dolaştı köylüleri, geleneksel yaşamı, siyasi partileri ve polisleri ve kadrajına aldı. Hayatını yok etmesine neden olan düzenin içerisinde Luckus’un çalışmaları: geleneklere, sözde “normal” hayata uyum sağlamayı reddeden bir sanatçıyı gösterir.