Tek bir fotoğraf bir filmin sebebi olabilir.
Sinemanın başladığı yer işte tam orasıdır, tek bir fotoğraf.
Abbas Kiarostami
Sinema ve fotoğraf birbirinden doğan, beslenen iki sanat. Fotoğrafçılıktan sinemaya geçen birçok fotoğrafçının olması bu yüzden tesadüf değildir. Eğer fotoğrafla bir şekilde ilgileniyorsanız listemize göz atmanızı tavsiye ederiz. Fotoğrafla ve sinemayla ilgilenen herkesin ilgisini çekecek olan, içinde fotoğraf ve fotoğrafçılıkla ilgili simgelerin, terimlerin ve görsellerin bulunduğu bir film listesi bu. Bu listede sadece içinde fotoğraf ve fotoğrafçılık temaları olan filmler bulunmaktadır. Fotoğrafçılıkla ilgili belgesel film derlemeleri ayrı bir yazıyla sizlerle paylaşılacaktır.
Dört savaş fotoğrafçısının gerçek hikayesi… Greg Marinovich (Ryan Phillippe), Joao Silva (Neels Van Jaarsveld), Kevin Carter (Taylor Kitsch) ve Ken Oosterbroek (Frank Rautenbach) 90’ların hemen başında Güney Afrika’ya gider. Irk ayrımcılığının hüküm sürdüğü, vahşet ve şiddet dolu bu topraklarda fotoğraf fotoğrafçılık ve insanlık adına payınıza çok şey alacağınız filmlerden biri.
Kim ismindeki bir adam bir gün intihar etmeye karar verir ve kendisini Han Nehri’nin sularına bırakır. Öldüğünü zannetmektedir ancak uyandığında kendisini bir adada yalnız başına bulur. Bir anda ölmek fikri kafasından çıkar ve adada mutlu mesut yaşamaya başlar. Nehrin kıyılarında bir binada asosyal şekilde yaşamaya alışmış bir kızsa sürekli olarak dürbünle dışarıyı gözlemlemektedir ve gözüne Kim ilişir. Kim çok dikkatini çeker ve onu gözlemleyip fotoğraflarını çekmeye başlar.
Bir savaş fotoğrafçısı olan Walsh’ın görevden dönmeyen arkadaşlarının gizemli ölünü araştırmaya başlamasını anlatır film.
Film bize ünlü bir fotoğrafçının Düsseldorf’tan ayrılıp Palermo’ya gitmesini kendisiyle yaptığı iç hesaplaşmayı anlatır. Filmde fotoğraf adına çok şey olmasının yanı sıra fotoğrafik kareler, müzik, Palermo sokakları ve farklı işlenişiyle izlemeniz gereken filmlerden biri.
1900’lerin başlarında İsveç’te, emekçi sınıfından genç bir kadın olan Maria, çekilişten bir fotoğraf makinesi kazanır ve hayatı tamamen değişir. Artık onun hayata bağlayan şey fotoğraftır ve içindeki yeteneği keşfetmiştir. 2009 yılına İsveç adına Oscar’a aday olmuştur bu film.
Ünlülerin fotoğraflarını çekmekle uğraşan ve bir gün büyük işler başarmak umuduyla yaşayan Les bir gün sokaklarda yaşamakta olan Toby ile tanışır ve onu asistanı olarak yanına alır. Toby’nin büyük bir pop yıldızıyla tanışıp ilişki yaşamasıyla araları bozulur. Film ülkemizde 26. Uluslararası İstanbul Film Festivali’nde gösterilmiş ve “Jüri Özel Ödülü”ne layık görülmüştür. Film ayrıca, San Sebastian Film Festivali’nden “En İyi Senaryo”, “En İyi Yönetmen” ve “SIGNIS” ödülleriyle ayrılmıştır.
Amerikalı fotoğrafçı Diane Arbus’un fotoğrafla tanışma sürecinin hikayesini anlatır bu film. Ayrıca birçok fotoğrafik kareyi de içinde barındırır.
Fotoğraf ve fotoğrafçılık unsurları çok yoğun olmasa da karakterlerimizden biri fotoğrafçıdır. Bu nedenle yer yer fotoğraf adına kareler görmemiz mümkün olan filmlerden biri. Fotoğrafçılığın yanı sıra ilişkeleri sorgulama biçimiyle de izlenmesi tavsiye edilen bir film.
Hayley, 14 yaşında çekici bir genç kızdır. İnternette tanıştığı 30 yaşındaki moda fotoğrafçısı Jeff ile tanışmak üzere bir kafede buluşurlar. Aralarında yaşanan yakınlaşma onları Jeff’in dairesine kadar götürür ve bu beklenmedik bir olayın başlangıcı olur. Hayley, uzun süredir merak ettiği sırrı çözmek için Jeff’in içkisine ilaç katar. Jeff’in kendisinden önce de küçük kızları dairesine getirip getirmediğini öğrenme çabasındadır. Günlerdir kayıp olan Donna Mauer’in tek şüphelisi olarak da Jeff’i görmektedir.
Genç bir fotoğrafçı olan Thun çektiği fotoğraflarda birtakım ruhani şekillerin olduğunu fark eder . Kız arkadaşıyla birlikte bunun sebebini araştırmaya başlar. Fotoğraflarla şekillenen bir gerilim filmi.
Bir alışveriş merkezinin fotoğrafçısında çalışan Seymour Parrish hayatının müşterileri Yorkin ailesinin fotoğraflarıyla değişmesi ele alınır. Parrish bir süre sonra onların hayatına dahil olmaya başlar.
Brezilya sokaklarındaki hayatların tanıtıldığı filmde iki çocuğun büyüyüp birinin fotoğrafçı oluşuna tanık ediyoruz. Film sadece fotoğrafçılık hakkındaki en iyi film değil aynı zamanda en başarılı filmler kategorisinde de üst sıralarda yer almakta.
Kocası Pulitzer ödüllü bir fotoğrafçı olan Sarah, Yugoslavya’da bir patlama sırasında kocasının ölüm haberini alır. Newsweek’te çalışan bir gazeteci olan Sarah, kocasının öldüğüne inanmaz ve kocasının cesedini bulmak için kendini Balkanlar’daki savaşın içine atar.
Filmde uyuşturucu bağımlısı bir kadına aşık olan başka bir kadın fotoğrafçının hikayesi anlatılıyor.
Film fotoğrafçılık konusunda oldukça tutkulu olan genç bir çocuğun New York sanat tayfası tarafından keşfedilmesini ve bu sebeple ailesi ve mahallesiyle ilişkisinin bozulmasını anlatıyor.
Gözleriniz ile göremediğiniz bir dünyanın varlığını nasıl kanıtlarsınız? Dünyayı çektiği fotoğraflar ile kanıtlamaya çalışan, gözleri görmeyen bir adamın öyküsü.
Politik mesajları da içerisinde barındıran bir Oliver Stone filmi. Filmde paraya ihtiyacı olan bir savaş muhabirinin El Salvador’daki maceralarına şahit olurken, Latin Amerika’nın o dönemdeki durumunu da izleme şansını buluyoruz.
Filmde olaylar 1979’da Nikaragua’da geçer. Başkan Somoza rejimine karşı Sandinistaların başlattığı ve giderek yayılan isyanı izlemek için, birçok ülkeden savaş muhabirleri Nikaragua’ya gelmektedir. Alex Grazier, Russell Price ve Claire de bu gazeteciler arasındadır. Bu üçlü arasındaki ilişkileri ve savaşı sunar bize film.
Bir fotoğrafçı bir gün farkında bile olmadan bir kare yakalar ama aslında o karenin ardında bambaşka bir sır saklıdır. Fotoğraf işlenen bir suçun kanıtı niteliğini taşır.
Bir Hitchcock filmi olan Rear Window, tekerlekli sandalyeye bağlı bir fotoğrafçının kamerasıyla komşularını gözetlemeyi alışkanlık haline getirmişken bir gün komşularından birinin bir cinayet işlediğine tanık olmasını ele alır.
0 Yorum