Şimdi Okuyorum
Kan Kırmızısı Renk: Edvard Munch

Kan Kırmızısı Renk: Edvard Munch

1863 tarihinde Norveç Oslo’da doğan Edvard Munch, ekspresyonist resim anlayışının temsilcilerindendir. Bir süre Empresyonist ressamlarla ilgilenen sanatçı, Christiania’da Sanat ve Meslek Okulu’na yazıldı. Heykeltıraş Julius Middelthun ile ressam Christian Krogh’tan dersler aldı.

“Çığlık”

Munch, asıl adı “Skrik” olarak bilinen Çığlık isimli Tablosuyla tanındı. Annesini ve kız kardeşini veremden kaybeden Munch, belki de bu olayların etkisiyle ilk yıllarda resimlerinde karamsar duyguları işledi. Eserlerinde daha çok hayat, aşk, korku, ölüm, melankoli ruhsal ve duygusal konulara yer verdi. Bu nedenledir ki sanatçının ilk eserleri karanlık, ürkütücü ve huzursuzdur. Yaşamının son yıllarına doğru ise bu duyguların yerini yaşama sevinci almıştır.

Çığlık adlı tablosunda, ön planda ızdırap çeker gibi görünen bir figür, arka planda ise Ekeberg tepesinden Oslofjord’un görünümü yer alır;  Oslofjord göğü kan kırmızısı rengindedir.  Günlüğünde anlattığına göre iki arkadaşıyla yürümektedir, bu sırada ise güneş batmaktadır ve kan kırmızısı rengindedir. Ressam kendini yorgun hissetmiş ve trabzanlara yaslanmıştır. İki arkadaşı ise yürümeye devam etmiştir. Ressam bu sırada doğanın çığlığını hissettiğini günlüğünde dile getirmiştir. Ressam bu resmi yaparken hastadır ve bu yorgunluğunun oradan geldiği düşünülür. Amerikan sanat tarihçisi Robert Rosenblum’a göre, bu resimdeki insan figürünün yüzü Paris’teki Musée de l’Homme’da bulunan Peru’dan gelmiş olan mumyanın yüzünden etkilenerek yapılmıştır.

“Güneş henüz batıyordu ve bulutlar kırmızıya bürünmüştü. Kırmızı-tıpkı kan gibi… Hepsini doğanın içinden yükselen bir çığlık gibi algıladım ve bunun resmini yaptım. Bulutları kan rengine boyadım, renkler çığlık atmaya başladılar…”

“Modonna”

Munch’ın “Modonna” adlı eserinde de kırmızı rengi kullandığını görürüz. Munch’ın, güzellik, saflık ve mükemmellik duygusuyla yola çıkarak  yapmış olduğu bu resim büyük tartışmalara neden olmuştu. Kimi yorumculara göre acı ve tutkuyu simgeleyen kırmızı rengini, kadının dudaklarında ve başının üzerindeki kemerde kullanarak eserin temasını güçlendirmiştir. Kutsal Meryem’in dinginliğini, sakinliğini ele alan tablo kimilerine göreyse Meryem’den çok  hazzı ve cinselliği çağrıştırıyordu.

Sanatçının bazı tablolarında hasta olan kız kardeşini resmettiği düşünülmektedir. Yalnızlık ve hüzün her daim resimlerinde hissedilir.

Munch’ın Alman Ekspresyonizmin gelişmesine büyük katkıları olmuştur. Ancak sanatçının Alman müzelerdeki 82 eseri 1937′de Naziler tarafından yoz sanat olarak tanımlanmış ve toplattırılmıştır.

“Verebileceğim tek şey tablolarımdır, onlar olmadan ben hiçim.”

Tepkiniz nedir?
Emin Değilim
0
Heyecanlı
0
Hüzünlü
0
Mutlu
0
Şaşırtıcı
0
Yorumları Görüntüle (0)

Bir Cevap Bırakın

E-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.

© 2011 Sanat Karavanı, Tüm Hakları Saklıdır.

Yukarı Kaydır