Bu Dünyada En Güzel Şey Zulüm Üstüne Seferdi /İlhan Berk
“Evde şiir yazılmaz evde ancak ölünür”
İnsana, doğaya, kentlere, sokaklara ve sevdaya tutkulu bir şair, İlhan Berk. Şehirler, sokaklar, meyhaneler, işçiler, kadınlar ve köylüler yer alır Berk’in dizelerinde. Asıl adı Emrullah İlhan Birsen olan şair, Manisa’ da geçirdiği çocukluk yıllarından sonra Fransızca öğretmeni olarak Türkiye’nin pek çok yerinde çalıştı. Anadolu halkının yaşamına tanıklık etti ve bunu şiirlerine de yansıttı. Nazım Hikmet’ten etkilenen Berk ‘Güneşi Yakanların Selamı’ adlı şiiri ile dikkatleri üzerine çekti.
“Neler, neler beklenmez nihayetsiz bir yerden
Güneşi içelim mor şafaklar gecesinden.
Selâm! Sonsuzluklara, hasretli gönüllerden,
Selâm, güneşi, göğü yakanlar bahçesinde!
Güneşi yakanların selamı”
Yazmanın bir eylem biçimi olduğunu söyleyen Berk, şiirin dışında resme de yönelmiş ve resmin kişiyi mutlu ettiğini söylemiştir.
“Yazmak mutsuzluktur. Mutlu insan yazmaz. Bu yeryüzünü cehennem eden yazmak eyleminden kurtulduğum, mutlu olduğum bir tek şey var; resim yapmak.”
İlhan Berk için ‘İkinci Yeni’ etkisi altında olduğu söylense de, o kendisini hiçbir akıma dahil etmemiştir. Sürekli yeni bir dil ve imgenin peşine düşmüş, hatta ‘Bütün şairler akrabadır’ demiştir. Sevdaya, aşka dair ürettiği şiirlerine dair ‘erotik’ tanımlaması yapılmıştır. Ancak bilinen tek gerçek vardı, o da Berk’in, sevdayı en yalın şekliyle anlattığıydı.
“Küçücüğüm, bu senin sesin, güzel ırmak
Önce rüzgarın öptüğü, sonra benim öptüğümBu bitmemiş şiirler, senin ayak bileklerin
Soluğun, kokun, karnın, gölgeli gözlerin…”
Sait Faik gibi İstanbul aşığı olan Berk, denize ve rakıya tutkulu biridir. Şiirlerinde, rakı ve İstanbul adını çoğu kez bir arada görürüz.
“Dünya da bir İstanbul vardı ki
Safi rakı kokardı”
Toplumcu gerçekçi şiir anlayışıyla oluşturduğu dizelerinde ise, işçiler vardı.
“Bu saçları darmadağın asık suratlı delikanlılar
Kömür işçisidir
Bu üç kız, Beyoğlu’nda büyük bir mağazada tezgâhtar
Bunlar yol amelesidir
Bunlar vapur işçisi
Öbürleri duvarcı hamal ırgat kayıkçı
Hepsi bu gök altında sarmaş dolaş olmuş yürüyorlar”
Eluard, Aragon, Breton, Eliot gibi şairlerden etkilenen Berk; bireyci anlayış içerisinde oluşturduğu yeni dönem şiirlerinde, ayrı bir dil yaratmıştır.
Üç kez seni seviyorum diye uyandım
Tuttum sonra çiçeklerin suyunu değiştirdim
Bir bulut başını almış gidiyordu görüyordum.
Sabahın bir yerinden düşmüş gibiydi yüzün.
Sokağı balkonları yarım kalmış bir şiiri teptim
Sıkıldım yemekler yaptım kendime otlar kuruttum
-Taflanım! diyordu bir ses duyuyordum.
Cumhuriyetin ilk günleri gibiydi yüzün.
Kalktım sonra bir aşağı bir yukarı dolaştım
Şiirler okudum şiirlerdeki yaşa geldim
Karanfil sakız kokan soluğunu üstümde duydum.
Eskitiyorum eskitiyorum kalıyor ne kadar güzel olduğun.
Deniz Eskisi
(Üç kez Seni Seviyorum Diye Uyandım)