Şimdi Okuyorum
“Büyük Aşk Toplumsal Düzene Muhaliftir” Nizar Kabbâni

“Büyük Aşk Toplumsal Düzene Muhaliftir” Nizar Kabbâni

“Zorbalığın var olduğu bir ortamda aşk ve özgürlük serpilip büyüyemez.”

Ortadoğu’nun kanayan yarası, yankılanır durur Nizar Kabbâni’nin şiirlerinde. Savaşın getirdiği yıkımla daima mücadele etmiş, aşktan ve hayattan umudunu kesmemiş ve tüm zorluklara rağmen isyanını sürdürmüştür Kabbâni.

Arap dünyasında adı aşk şairine çıksa da Kabbâni kadını yüceltici bir üslupla ele almış, yaşadığı coğrafyanın kadına yüklediği misyonu hiç unutmamıştır.

Aşk ey sevgilim

Ayın üstüne yazılmış güzel bir kasidedir

Kuşların tüylerine, yağmur damlalarına

İşlenmiş aşk

Fakat memleketimde

Elli taşla kovalan hangi

Kadın erkekleri sevebilir…

Suriye’de yaşadıkları ve sürgün yılları Kabbâni için dönüm noktası olmuştur adeta. Şiirdeki başkaldırısı; sultanlara, hükümetlere, kadına biçilen değere ve Ortadoğu’nun bitmez savaşlarına olmuştur.

Benim şiirim el öpmez

Şiirimin ellerini öpmek

Sultanlara düşer!

Arap dünyasında yaşananlar ve bu duruma sıkışmış insanların duygu dünyası, onda yer edindi.

“Arap âleminde aşk zincirlenmiştir ve mahpustur. Ben de onu kurtarmaya geldim”

Gerileme Kitabına Dipnotlar adlı şiiri, 1967 yayımlandığında hemen hemen her yerde yasaklandı. Bu şiir ile birlikte Nizar Kabbâni, Haziran Edebiyatı’nın kurucusu sayıldı ve şiirleri gizlice elden ele dolaştı.

Şiirlerim yasak,

Çünkü insana

Sevginin ve uygarlığın

Kokusunu taşıyor onlar

Şiirlerim yasaklandı, 

Çünkü her dizesi muştu taşıyor sizlere…

Ve kadınlar, bütün günahları bütün haykırışları ruhunda yaşayanlar. Savaşların, yasakların arasında bütün kahırları taşıyanlar. Kabbâni, tüm yasakların arasından kadınlara seslenip durdu.

Ben tanığım, yok senin üstüne bir kadın

Zaman durur biten gününle

Yok senin gibisi

Devrimler ayaklanır biten kölelik sayfalarında

Yok senin gibisi…

Filistin sorunu Kabbâni’nin kanayan bir diğer yarasaydı. Haksızlıklardan ve insanların duyarsızlaşmalarından yakındı sürekli, ki bu duyarsızlaşma günümüzün de temel sorunudur.

Dostlarım

Başkaldırmıyorsa, neye yarar şiir?                                                  

Azgınları ve azgınlıkları yıkmıyorsa, neye yarar şiir?                     

Zamanı ve mekânı

Sarsmıyorsa, neye yarar şiir?

Nizar Kabbâni İslam dünyasını, yaşanan onca savaşa rağmen sessiz kalmakla ve Arap dünyasını da batıya hizmet etmekle suçladı. Bir süre hayatında büyük yer edinecek Beyrut’ta bulundu. Beyrut, Kabbâni’ye yar oldu, çocuk oldu. Beyrut’a duyduğu aşkı, dizlerde ses buldu.

Artık öpmüyorsun beni sevgilim Beyrut

Gördükten sonra seni insanlar

Güzel bir kuş gibi

Başımın üzerinde iki yıldır

Öpmüyorsun beni sevgilim Beyrut…

Kabbâni, sürgündeyken 30 Nisan 1998’de Londra’da vefat etti. Sürgün yıllarında dahi şiirle mücadelesini sürdürdü.

“Sevgisiz, şefkatsiz ve şiirsiz otuz yıldan sonra kendimi yalnız kalmış hissediyorum. Bütün buharlı gemiler gitti, bütün atlar kocadı, aradığım telefonların hiçbiri cevap vermiyor…”

Bazı yorumcular Nizar Kabbâni’yi, Adonis ile birlikte yaşayan en büyük Arap şairi olarak görür. Kabbâni, bu dünya da sadece Arapların değil, tüm Ortadoğu’da yankılanan dizelerin sahibidir. Günümüzde yaşasaydı, Ortadoğu’nun devam eden bu hüznüne daha nice dizeler eklerdi.

Büyük sevgisini postayla gönderen

Sesini rimelini

Ve kışkırtıcı kokusunu

Ey kadın

Ey kendisini tanıdığım ve tanımadığım

Durdur, durdur su yazma işini

Gönderdiklerin hep çocukça

Yazdıkların saçma hep

Yok bunlarda bir kadın

Postayla ask yapılmaz erkekle

Postayla ancak çocuklar baba olur …

 

 

Tepkiniz nedir?
Emin Değilim
0
Heyecanlı
0
Hüzünlü
0
Mutlu
0
Şaşırtıcı
0
Yorumları Görüntüle (0)

Bir Cevap Bırakın

E-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.

© 2011 Sanat Karavanı, Tüm Hakları Saklıdır.

Yukarı Kaydır