Fotoğraf Sınırların Yıkılmasıyla Başlar/ Jens Jull
+25 Fotoğraf Sınırların Yıkılmasıyla Başlar/ Jens Jull
Sokaklardaki yüzlerden hikâyeler yaratan bir fotoğrafçı Jens Jull. Anlatılmayan, yok sayılan hikâyelerin ortaya çıkarılmasını sağlayan sanatçı; güçlü bir izlenimle, tanımadığı insanları kadrajına dâhil ediyor. Fotoğrafını çektiği kişilerle tanışıp onların hikâyelerini dinleyen jull, eğer kabul ederlerse onları evlerinde, yani kendi yaşam alanlarında fotoğraflıyor. Böylelikle, modelleriyle doğal bir çekim atmosferi oluşturuyor.
“Hislerime her zaman güvenirim. Her izlenimimin ardında, ilginç ve genellikle anlatılmayan bir hikâye yatmaktadır…”
Önyargısız bir şekilde; madde bağımlılarını, hayat kadınlarını, yalnız insanları, yaşlıları ve gençleri fotoğraflayan sanatçı; sokaktaki halkın iç dünyasına erişmek için çoğu zaman sokaklarda kalıyor. Jens Jull’’un fotoğraflarına sinen derinliğe bakıldığında; sinematik yönden güçlü, hayatın umutsuzluğunu, karışıklığını, karanlık yönlerini varoluşçu bir hümanizmle anlatan İngmar Bergman’ın etkisi hissedilir. Gerçek hayatın göründüğü kadar renkli olmadığına inan jull, bu nedenle siyah beyaz çekimde daima ısrarcı olanlardan.
“Benim tecrübelerime göre, eğer gerçekten insanları dinlerseniz ve onlara saygı gösterirseniz, onlar sizinle güven içinde buluşurlar. Sanırım, karanlıkta gizlenen tüm öykülere hayranım, ışığa çıkarmak için zaman ve sabır gerektiren nice hikâyeler var. Ben daha çok gri-siyah- beyaz çekim yapıyorum; böylece çalışmalarımın yapısı ve dokusu çok daha güçlü oluyor. Ayrıca daha samimi!”
Jens Jull, fotoğraflarının büyük kısmını bireyin yalnızlığı üzerine inşa eder. Bireyi özel ortamlarında tanımlama isteği bir çeşit aktif portre alanı yaratmak isteğinden kaynaklıdır. Böylelikle hikâyeler kendi doğal ortamlarında tekrar var olur. Sokaktaki insanlara ulaşarak toplumsal sınırları yok eden sanatçı, görünmezden gelineni, görünür hale getirmede oldukça başarılı.
“Toplumsal merdivenin alt basamaklarında kalan insanları, kamusal alanda temsil edecek bir ses yok. Başkaları onlar hakkında kaderlerini belirleyecek kararlar alıyorlar. Bu yüzden elimdeki makineyle onları ses haline getiriyorum.”
