Mutlu Aşk Yoktur / Louis Aragon

Mutlu aşk yoktur diyor, Aragon. Kurucularından biri olduğu sürrealizm akımı, şüphesiz ki aşkı böyle ifade etmesine bir etkendir. Sürrealizm, insanın kendi kendisini irdeleyip çözümlemesinde sanatın yol gösterici bir araç olduğunu vurgulamaktadır.
Mutlu aşk yoktur
Bir tek aşk yoktur acıya gark etmesin
Bir tek aşk yoktur kalpte açmasın yara
Bir tek aşk yoktur iz bırakmasın insanda
Gerçekten de mutlu bir aşk var mıdır, yok mudur? İşte bu sorunun cevabı, insanoğlu tarafından yüzyıllar boyunca aranmıştır. Ortak bir cevaba ulaşmak oldukça güçtür. Çünkü aşk, kişilere özeldir. Kişinin duygularına, psikolojisine, enerjisine, hayatının akışına ve daha bir sürü etkene bağlı, kısacası insana prangalarla bağlı olan bir duygudur.
Ey aşkım ey sevgilim var olan bir tek sensin
Bu hüzünlü saatinde batan güneşin
Orda yitirmekteyim şiirimin ipini
Yaşamımın ipini ve sevinci ve sesi
Çünkü sana tekrarlamak istiyordum seni sevdiğimi
Ama bu söz acı veriyor bana sensiz söylendi mi ?
Aragon gençlik çağını savaşın gölgesinde geçirmiş, aldığı tıp eğitimi icra ederken bir taraftan da kendini edebiyat çevresinin içerisinde bulmuştur. Rus yazar Elsa Triolet ile tanıştıktan sonra hayatının geri kalan yıllarında onun için şiirler yazmıştır.
“Öyle derin ki gözlerin içmeye eğildim de
Bütün güneşleri pırıl pırıl orada gördüm.” (Elsa’nın Gözleri adlı şiirinden)
Aragon ve aşkı Triolet İkinci Dünya Savaşı’nın gölgesinde evlendi. Birlikte anti-faşist hareketlerin içerisinde görev aldılar. Aşkları savaş, devrim, direnişle birlikte daha da alevlenip güçlendi. Aragon’un şiirleri de bu dönemde elden ele dolaşıp popülerliğini ilan etmeye başlamıştı.
Bana baktın gözlerinle ıssız ufka dek
Anılardan yıkanmış gözlerinle
Bana baktın saf unutuş olan gözlerinle
Bana baktın üzerinden belleğin
Başıboş nakaratlar üzerinden
Solmuş güller üzerinden
Aldanmış mutluluklar üzerinden
Yürürlükten kalkmış günler üzerinden
Mavi unutuş olan gözlerinle baktın bana.
42 yıl boyunca evli kalan çiftin aşkı, Elsa’nın kalp krizi geçirip ölmesi ile birlikte yarım kalmıştır. Birlikte oldukları süre içerisinde adeta mutlu bir aşkı temsil ediyorlardı. Ancak Aragon, eşi öldükten sonra çekmecede bulduğu bir liste ile yıkılmış. Bu listenin eşi Elsa’ya aşık olan erkeklerin veya Elsa’nın birlikte olduğu erkeklerin isminin yer aldığı bir liste olduğu söylenir. Bu listeyi bulan Aragon ömrü boyunca, eşinin kendisini aldattığına inanmıştır.
Bak nasıl oyulmuşum unutuluşla
Oyulup çizilip kırışıp delik deşik olmuşum unutuşla
Yok artık bildiğim tek şey kendimden
Cehennemim senin cehennemin
Artık dünyada var olmayan birine soru sorulamayacağı için Aragon, kafasına bıçak gibi saplanan soruların içerisinde kalakalmıştır kim bilir? Kişinin yaşarken de cehennemi, kendi kafasının içerisinde cevabını bulamadıkları değil midir? Bildiği tek şey ise, ne yaşanırsa yaşansın, ona duyduğu aşktır.
Açan göğüm çiçeklerim
Ey aklım ey çılgınlığım
Mayıs ayım ezgilerim
Cennetim yangınım benim
Elsa yaşamım evrenim
Bedenlerimiz elbet bir gün toprağa girecektir fakat yeryüzü üzerinde baki kalacak duygularımızdan biri de aşk olacaktır.
Karmaşık duygular içinde yaşanmış duygu ve hisler ihanet hiçbir zaman tek taraflı değildir